Bulunduğun yerden 6000km uzağa uçuyorsun; bir gün içinde 3 farklı ülke, 4 farklı şehir ve 15 saat süren yolculuk.
Bu dar alanda karşılaştığın insanlar, yanında oturanlar ve hatta havalimanına ilk girdiğin andan, uçağın inişine kadar sana hizmet veren herkesle iletişim içerisindesin. İnsanlar senin özel alanına girecek kadar yakınken, bir o kadar da yabancılar. Belki aynı dili paylaşıyorsun, belki de tamamen beden dilinle veya yabancı bir dilde anlaşmaya çalışıyorsun. Belki ortak bir amacınız var; ikiniz de iş seyahatindesiniz veya senin yolcusu olduğun uçakta görevini yerine getiriyor.
Her insanın girdiği iletişimin ne kadar farklı olduğuna dikkat ettin mi? İstanbul’a gidişinde seni uçakta güleryüzle karşılayan kabin amiri, İzlanda gibi daha bireysel bir ülkede sadece görevini yapmak için orada bulunduğunu belli eden bir tavırla uçak kapısında duran kabin görevlisinden ne kadar da farklı.
Checkin'i yapmaya gittiğin Antalya’da kontuarda koltuk tercihine kadar soran görevli ile İngiltere’de müdanasız bir şekilde geç gelip, uçağı neredeyse kaçırmana neden olan ve gülümsemeden işini yapan görevli...
İki veya daha fazla kültürden insanların bir araya geldiği, havalimanı ve uçak gibi ortamlarda etkili iletişim nasıl sağlanır?
Benim içselleştirdiğim kültürde empati ve sosyal ilişkiler ön plandayken, güler yüzü ve belki görevinin bir adım ötesini yapmasını normal karşıladığım kişiden; daha bireysel bir toplumda bunlar önem verilen etkenler olmayabilir. Peki o zaman çatışmasız, anlaşılır iletişim nasıl sağlanır? Herkesin yetiştiği kültürün bilinçaltımızda yarattığı farklılıklar ilişkilerimizi nasıl etkiler?
Etkili iletişim tüm gün zorunlu olarak verilen ve ertesi gün hatırlanmayan bir eğitimden ziyade hayati önem taşıyan bir etken. Özellikle yüksek risk taşıyan ve ekipte hızlı karar verme gerektiren durumlarda iletişim en kritik etkenlerden biridir. Söylediklerimiz, hangi bağlamda söylediğimiz, söyleyiş biçimimiz ve hatta daha da önemlisi beden yoluyla iletişimimiz gün içinde insanlarla girdiğimiz tüm diyalogları etkiler.
Çok-uluslu ekiplerde iletişimi etkileyen özellikler arasında:
- yabancı dilden dolayı anlama farklılıkları,
- kültürün getirdiği anlatım farkları direkt veya dolaylı olarak anlatım,
- beden dili farklılıkları yer alır.
Uçak gibi dar bir alanda, farklı kültürel geçmişi olan insaların olduğu ekiplerde ortak bir dil kullanılsa bile ifade, telafuz ve anlamada ufak yanlışlıklar büyük sorunlara neden olabilir. Direkt ve dolaylı anlatım farklılıkları da yüksek risk yapısı olan ve değişimin ön planda olduğu ekiplerde sorun teşkil eder. Türkiye gibi kollektif ülkelerde yaşayan insanlar daha dolaylı olarak dertlerini anlatırken; karşı tarafın istediklerini tamamen söylemeden, işaretlerden yola çıkarak ima ettiğini anlamasını beklerler. Liderin hatasını veya gözden kaçırdığını söyleyemeyen onun yerine üstü kapalı soru soran bir ekip üyesi büyük bir hataya yol açabilirken. Daha direkt olarak düşündüklerini ifade etmeye alışkın Alman bir çalışan kolaylıkla üstündekine kaçırdığı noktayı söyleyebilir.
İskandinav bir havayolunda kabin memurunun herkese 'ne içersiniz?' diye sorması yerine, elinde su ve bardakla sessizce dolaşıp bardak alanlara su vermesi bu anlatım ve beden dili farklılıklarını gösterir bir örnek. Dolaylı olarak istediğini belirtmeye alışkın bir kişiye kabin memurunu durdurup, bardak almak zor gelebilir. Otorite farkının daha az olduğu ve anlatımda açıklığın daha yüksek olduğu İskandinav kültüründen biri ise rahatlıkla bardağı alır ve su ister.
Mobilitenin arttığı çok-uluslu ekiplerde, amaç ekip üyelerinin kültürel ve bilinçaltı davranışlarını yok etmek değil, iletişimin daha sınırsız bir şekilde, riski düşürecek, ve çabuk kararlar almasına katkı sağlayacak hale getirmektir.
Tıpkı bir orkestrada olduğu gibi, amaç mükemmel tek ses uyumundan ziyade, orkestranın farklı tarzlarıyla dokuyu nasıl şekillendirdikleridir. Yirmi kişilik bir grupta her enstruman tıpatıp aynı çalsaydı, orkestranın bandodan farkı kalmazdı. Farkı oluşturan, herkesin ufak farklılıkları, dokunuşları ve vurgular arasında dokuya yaptıkları katkıdır. Aynısı global ekiplerin iletişimi için de geçerli, ekiplerde bireyselliği kısıtlamayan standardize bir iletişim şeklinin yapılandırılması hızlı karar anlarında hata oranını düşürür. Ufak farklar uyumu pekiştirebilir, önemli nokta risk durumlarında belirli nota ve tekniğin önceden yapılandırılmış olmasıdır.
Comentários